Bu gün uyandığımda bu günün aslında kendimi standartlardan sıkılmış bulacağım bir diğer Cumartesi günü olduğunu anlamam biraz zaman aldı. Gazze’de olup bitenlerin günlerdir içimde biriktirdiği sıkıntının üzerinde bir de kapalı bir hava eklenince ne zamandır fotoğraf makinemle ziyaret etmeyi planladığım, New Orleans’ın hemen kuzeyinde olan Pontchartrain Gölü’ne gitmenin vakti gelmiş de geçiyor dedim kendi kendime.

4:3 oranında fotoğraf çekmeyi bırakalı uzun zaman oluyor. 3:2’den de ufaktan sıkılmaya başladım son zamanlarda. Bir değişiklik arıyordum. 16:9 geldi aklıma fakat hem neredeyse 3:2 olduğundan hem de çok meşhur olduğundan vazgeçtim. Nuri Bilge Ceylan’ın “Sinemaskop Türkiye” çalışmasına baktım Seitz’in oranı ne imiş diye, 2.66:1 olduğunu gördüm (bu aynı zamanda Anamorphic lenslerin film üzerine işleyebildiği maksimum oranmış). Fazla sıra dışı geldi. En sonunda yaygın olarak kullanılan standart oranların en darı olan 2.39:1’de karar kıldım.

Fotoğraflar üzerinde nerede ise hiç bir müdahale yok (Nikon D300’ün süper Siyah/Beyaz kipi sağ olsun). “Peki ışığı nasıl bu şekilde ayarlayabildin” diye sormayı planlıyorsanız önce durun ve biraz düşünün bakalım ;) Sizin için bir kaç tane seçtim:



Duygu’nun daha sonradan bakınca çok beğendiğim bir fotoğrafı da bu seri içerisinde kendine yer buldu.